16.5.07

MÜTHİŞ İTİRAF

Robert Fisk'ten müthiş itiraf
15 Mayıs 2007 Salı 23:03
Vatan gazetesi İndipendent'ın dünyaca ünlü yazarı Robert Fisk ile konuştu. Fisk birbirinden ilginç itiraflarda bulundu. İşte o röportajda konuşulan konulardan belli başlıları:

Robert Fisk: Cevabını hâlâ bulamadım. Neden Birinci Dünya Savaşı'nda sizle savaşmak zorunda kaldık. Ne acı bir kayıp... Biz sizi yok etmek istedik. Batılılar sizi yok etmek istedi. Ama siz o kadar cesur, mert ve asker bir milletsiniz ki... Türkiye'nin yok olmayacağını söylediniz. Ve haklıydınız...

Türkiye'nin Ortadoğu'daki rolünü nasıl görüyorsunuz?

Türkiye'nin rolü büyük ve ilginç. Sizin İsrail ile yakın ilişkileriniz var. Öteki taraftan, askeriniz burada. Ama Türkiye'nin şimdiye kadar bu gücünü Ortadoğu'da kullandığını görmedim. Arap dünyasında size pek sıcak bakmazlar ama etkiniz büyük. Türkiye, kendi kimliği ile uğraşmaktan, iç politikası ile cebelleşmekten Ortadoğu da etkili bir politika yürütme fırsatını elde edemedi. Ortadoğu için bir umut olabilirsiniz. İsrail'e çok şey yaptırabilirsiniz. UNIFOR'daki asker sayınızı artırabilirsiniz...

Türkiye'nin Irak politikası nasıl şekillenecek?

Türkiye Irak'a girecektir. AB tam üyeliğinden önce...

ABD buna ne diyecek?

ABD Irak'tan çekilecek. ...ler'e desteğini de çekecek.

Peki İran'a saldıracak mı?

ABD'nin İran'a girmeyeceğine eminim. Ama bombalamayacağından veya İsrail'e bombalatmayacağından emin değilim. 'Afganistan ve Irak'ta kaybettik. İran'da kazanmalıyız' diye hareket ederse çılgınlık olur. Araplar izin verir mi? Yanıtı zor. İran'a saldırı olursa Ortadoğu darmadağın olur.

Zaten öyle değil mi?

Evet öyle. Biz Ortadoğu'yu her zaman parçalamak istedik. Her zaman haritalar çizdik. Biz batılılar, harita çizmeyi çok severiz. Sünniler, Şiiler, Hıristiyanlar, ...ler için bölgeler icad ederiz. Bunun en acı yanı ise doğunun batıdan hep yardım istemesidir. Biz her zaman doğuya yardım etmek, sözde demokratikleştirmek için gelir, sonra da bir daha çıkmayız.

12.5.07

yök gaari

YÖK, kamu kurumlarının herhangi bir üniversite ile yazışmasını yasakladı. Bundan böyle yazılar önce YÖK'e yazılacak, uygun görülürse yazı üniversiteye gönderilecek.

YÖK, Ocak ayında yayınladığı bir genelge ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarının üniversitelerle yazışmasını yasakladı. Bundan sonra kamu kurum ve kuruluşları herhangi bir üniversiteye yazı yazmak istediğinde önce YÖK'e yazacak, YÖK uygun görürse söz konusu yazıyı ilgili üniversiteye gönderecek. İlgili üniversite de cevabını YÖK üzerinden ilgili kamu kurum ve kuruluşuna gönderecek.
YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme imzasıyla bütün üniversitelere gönderilen ve öğretim elemanı talebinde bulunan kamu kurumuna yazılan yazıyla, teamül haline gelen uygulama yasaklandı. Eşme 30 Ocak 2007 tarihinde ilgili kamu kurumuna gönderdiği yazıda, "Bakanlığınız ile ilgili konularda üniversitelerimize gönderilecek yazışmaların Başkanlığımız kanalı ile yapılması gerekmektedir" dedi.

Uluslararası bir seminer için Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü'ne bu seminerde konuşma yapması için öğretim elemanı talebinde bulunan kamu kurumuna Rektör Prof. Dr. Ahmet Murat Çakmak imzasıyla talebin reddedildiğini bildiren bir yazı yazıldığı ortaya

çıktı. Rektör Çakmak, kamu kurumuna gönderdiği yazıda, "Söz konusu seminere katılım ile ilgili talebinizde isim belirtilmemesi ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı kanalıyla gönderilmesi halinde değerlendirilebileceği hususunu bilgilerinize saygılarımla arz ederim" dedi.

FİŞLEME İDDİASI

Bu arada bazı önemli kurumların hukuk danışmanlığı ve avukatlığını yapan bir hukuk bürosu yöneticisi, davalar için bilirkişi talebinde bulunduklarında İTÜ dışında hiçbir üniversitenin bilirkişi görevlendirmediğini belirterek, "Üniversitelerin niçin bilirkişi vermediği şimdi anlaşılıyor. Bugüne kadar bunu çözemiyorduk" dedi.

Akademik personel görevlendirilmesi talebine ancak YÖK'ün izniyle karşılık verilmesi "fişleme" korkusuna yol açtı. İddiaya göre, hükümete karşı olan YÖK, hangi kurumun hangi öğretim üyesiyle iş yaptığını bu uygulamasıyla tespit edecek ve ilgili akademik personel hakkında "fişleme dosyası" tutacak.

11.5.07

Re: ATLANTİSE<+>YOLCULUK alooo pilot öldüü:)))



kule, pilot öldü...
F-16lar uçağı vurun, şehre doğru gidiyo
lan manyak kule, şaka yaptım...
ahada buda kapak olsun o zaman sana
*************************

alo kule pilot öldü.
* peki yardımcı pilot
- buyrun benim
* iyi getir uçağı gömeriz pilotu napiym şindi ben burdan
**************************

-alo kule ne diyceemi unuttum
-pilot ölmüş olmasın sakın
-hay ağzını öpiyim ya
******************

- aloo kulee.. semra hanımın oğlu vardıya ata ölmüş o
* bana ne
********************
+Aloooo kule pilot öldü ben cafer sol motor yanmaya başladı ?
-tamam panikleme sağ motor çalışıyomu
+hayır kule
-peki ortadaki motor çalışıyo mu ?
+olumsuz merkez
-tamam benden son ra tekrar efin eşşedü enla .....
+merkez bisaniye arkadan hostes cananı çağıriyimmi arakdaş arasında motor diyoz
*****************************

--alo kule pilot öldü!!!
---adnan abi hep aynı espri ,değiştir artık ya!!!pistin durumu uygun abi..iniş izni veriyoruz!!!
******************

+alo kule pilot öldü....
- olm F-16ya kaç kişi biniyonuz lan siz
********************

---alo kule pilot öldü!
---allah taksiratını affetsin!!
---bak s.m blnı kule...kendinize gelin yahu!!!


----alo kule pilot öldü!!!
---vah vah!!!genç adamdı be!yazık!neyse başınız sağolsun!!!

---alo kule pilot öldü!!!
---hostes benim ona göre...yoksa inişine yardımcı olmam!!!


---alo kule pilot öldü!!!
---ölenle ölünmez!allah size uzun ömür versin!!!
****************************

uçak: pilot öldü ben ne yapacağımı bilmiyorum
kule:sen kimsin?kendini tanımla?
uçak:ben mi ayy nerden başlasam burcum başak adım ahu sarışınım 1.75 boyundayım..
kule:s.m byn söyletme adamı! şimdi karşıda kol var onu tut
uçak:ayy o ne öyle şeye benziyo bu!
kula:neye benziyo lan manyak karı ne diyosun anlamıyom hadi acele et irtifa kaybediyorsunuz
uçak:ayy tamam tuttum
kule:herkesin tuttuğu kendine
uçak: ...............
***********************************
- aloo kule pilot öldü..
* ulan bu ne ya pilot dayandıramıyoruz sapır sapır dökülüyo herifler
-
******************
+aloo kule bir sorunumuz var
-noldu pilotmu öldü
+soldan sağa 7 harfli osmanlıcada kalaycı m ile başlıyo nedir ?
-hasbinallah
+yaw bilmiyosan adam gibi söyle adama
-hadi len
+cahiiil cahiiiil
-bak sana iniş izni vermem görürsün
+bende kendimi öldürürüm
***********************

-kule pilot öldü
-önündeki mavi tuş varya
-evett..?
-o sana girsin hahaha
-kule aç kucağını biz geliyoruz

-kule pilot öldü
-ölenle ölünmez napalım allahu tealanın takdiri
-kule akp kadrosundansın dimi?

-kule pilot öldü
-osman abimi öldü?
-evet.. ne yapmamızı istiyorsunuz
-osman ib.... bana borcu vardı ölü taklidi yapıyo olmasın bi dürtükleyin eminmisiniz???
**********************

+Aloooo Kule Yardım Edin Pilot öldü
-sen kimsin ?
-pilotun sevgilisiyim
-benimle çıkarmısın

***********************************

+alo kule pilot öldü...
-niye panik yapıyon olm, daha kalkmadınızki...

*******************

+alooo, kule pilot ölüyo, ne yapalım...
-bu soruya çalışmamıştık, hele bi ölsünde
**********

+kule, pilot ölüyo....
- tamam yenge panikleme, ben eve ambulans yolluyom hemen...
- allahtan uçuşu yoktu bugün
***********

+alo kule pilot öldu
-pamuk var mi ?
******************
-kule pilot öldü....
- abi yanlışlıkla doğru yeri aradın, burası karacaahmet, kaç kişisiniz abi uçakta, hemen yer ayırtayım....
***********************

-kuleee....
-hay kulene başlıyacam şimdi, kim açtı lan bu topiki...
**********************

-Aluuu aluuu kule sesim geliyır mııı
-Pilota noldu lan
-Ersiiinnn dayınla nası konuşuon
-annaaa dayı napıyon ordaaa
-Lan pilot hostesle işi pisirdi soora yardımcı hostes bunun karısıymış pilotu da hostesi de kendini de ***
-ooo keşke olsaydım ya eğlence varmış yengem nasıl
-ii o da işte....
(30 sn. sonra uça endonezya yakınlarında düşeerrr
*******************************

-alo kule pilot öldü
-nieeeee
-biz halkın salakları örgütü olarak uçağı kaçırdık fidye istiyoruz
-parayı size nası ulaştırcaz
-işte onu düşünmemiştik
-biz düşündük iki tane f16 geliyo oraya doğru
*******************

-aloo, kuleee pilot öldüü
-bo... çıkardınız ama ha 1 saattir pilot öldü diyorsunuz, bi b.k olduğu yok..
-lan valla öldü diyorum ya.
-gebersin ****
-senin gibi kuleye kule girsin e mi
-ağzını topla efendi. admin tanıdıklarım var, sildiririm topici
***********************

-alo kule pilot öldü
+yardımcı pilot??
-oda öldü
+noluyo lan??
-biz düştükte alıştırarak söliim dicektim, bi ben kurtuldum
*****************

-alooo kuleee pilot var ya
-eee
-öldü lan bu
-otomatik ne alemde
-onun da reziztansı kireçlenmiş
********************

alooo kule pilot öldü
vah vah pekte erken gitti
olm yardım etsene
tamam sen kac yasındasın
23
vah vah sende pek erken gitçenn...



--
eVeT yOrGuN yÜr€gİm,eVeT hİc oLmAdIgIm kAdAr yAlNıZıM,
hİc oLmAdIgIm kAdAr Da y€nİgİm bUgÜn.aMa bUnLaRıN z€vKıNe vArAbİl€c€k kAdAr dA MuTlUyUm,MuTsUz gİbİ gÖzÜkSe De yUzUm.
€v€t DuSmUs oLAbİlİrİm aTtIgIn t€kMeYl€:aMa O aN kALkmAsInI Da bİlİrİm.
GoZl€rİnDeKı n€fr€tı,kİnİ GoRm€m€zLıKt€n GeLm€y€bİlİrİm
hAtTa arKaMı dÖnÜp c€kİp gİd€bİlİrİm.
aMa dÖnÜp sIkIcA SaNa SaRıLMaYı dA bİlİr Yur€gİm h€m De hİc KoRkMaDaN."
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "ATLANTİSE YOLCULUK" grubu.
**********************************************************
 ARANILAN SEVGİ İSE ; YOLCULUK ATLANTİSE

  "GİDERİZ NURYOLU İZDE GİDERİZ
   TAŞ BAĞIRDA SULAR DİZDE GİDERİZ,
   BİRGÜN AKŞAM OLUR BİZDE GİDERİZ,
   KALIR DUDAKLARDA ŞARKIMIZ BİZİM..."
 *********************************************************
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


Re: [Kayzer.Net] gerçekmiş bu



2007/5/8, HSYN Popular <popularhsyn@gmail.com>:
Ankara Sulh Cezaya verilen bir dilekçe

Saygılarımla size açiklama özgürlügümü kullanarak bazi seyleri bildirmek
istiyorum

Umarım bu durumu en kısa zamanda açıklığa kavuşturursunuz. Su günlerde
askerliğe çağırılacağım.

Yasım 24 ve 44 yasında bir dul bayanla evlendim, kendisinin de bir kızı var
25 yasında. Babam ise bu bahs etmis oldugum kizi ile evlendi. Böylelikle
Babam, karimin kizi ile evlendigi icin damadim olmus oldu. Bunun üzerine
kizim da üvey annem olmus oldu babamla evlendigi icin.

Hanimimin ve benim gecen sene bir oglumuz oldu. Oglum hanimimin kizinin
erkek kardesi oldu, ayni zamanda Babamin da enistesi. Birde üveyannemin
erkek kardesi oldugu icin dayi oldu. Anliyacaginiz benim oglum benim dayim
oldu.

Babamin esi sene sonunda dünyaya bir erkek cocugu getirdi. O babamin oglu
oldugu icin benimde erkek kardesim, vede kizimin oglu oldugu icin de
torunum. Yani ben torunumun erkek kardesiyim. Ayrica bir Annenin evladinin
babasi esi olduguna göre bende Esimin Kizinin babasiyim vede kizimin erkek
cocugunun erkek kardesiyim. Kisacasi kendimin büyükbabasiyim.

Sayin Savci bey sizden ricam beni Askerlik görevimden azl etmenizdir,
sizde biliyorsunuz ki kanunlarimizda Baba, Ogul ve Torun ayni zamanda
askerlik yapamazlar.

Saygilarimla.

Not: Pskolojik rahatsizliklardan ve (!)ailedeki dengesizliklerden dolayi
bu genc adam askerlikten men edilmistir. (Dosyasina bu sekilde islenmis
 
 
BU VE DAHA FAZLASI İÇİN TIKLAYINIZ

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/KayzerNet?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


yurdumuzdan ve dunyadan enstanteneler....nasil insanlar?




Japon Yapıştırıcı Hastanelik Etti (01-06-2006)


Ünlü manken Doğa Bekleriz, büyüklüğünden hoşlanmadığı kulaklarını Japon yapıştırıcı ile başına yapıştırınca hastanelik oldu.

Vatan Gazetesi'nin haberine göre güzel manken geçtiğimiz günlerde bir davet için hazırlanırken saçlarını topuz şeklinde toplattı.Bekleriz, daha sonra bu saç modelinin iyice belirginleştirdiği kulaklarını bir yapışıtırıcı ile başına yapıştırdı.

Zaman geçtikçe Bekleriz'in kulakları kızarıp şişmeye başladı.

Doktora giden mankene hemen müdahale yapıldı. Çeşitli solüsyonlar uygulanarak kulak yapıştığı yerden ayrıldı.
Eşiyle Antalyada kulaklarının iyileşmesini bekleyen güzel manken "Kepçe kulaklarımdan rahatsız olduğum için bunu hep yaparım. Bu sefer yapıştırıcının üstüne saç spreyi sıktım. Yapmamam gerekirdi " dedi.

AMELİYATI 2 BİN YTL

Plastik Cerrah Nazım Çerkeş, kepçe kulaklıların bu yönteme sıkça başvurduğunu söyledi. Çerkeş "Bu çok sakıncalı bir durum. Eğer bir kaç kez tekarlaınırsa cilt soyulur, yaralar oluşmaya başlar, daha ciddi sorunlara neden olabilir.

Bir kulak ameliyati 2 bin ile 3 bin YTL arasında yapılıyor. Ameliyat yaklaşık 1.5 saat sürüyor ve hasta 1 ile 10 günde kendine geliyor" dedi.

Hürriyet




Monopoly'nin Paralarını Çaldılar (12-03-2006)


İngiltere'de bir grup hırsız Monopoly oyununda kullanılan binlerce parayı gerçek sanıp, çaldı


İngiltere'de bir grup soyguncu, oyuncak firması Hasbro'nun ürettiği Monopoly oyununda kullanılan 75 milyon sterlinlik sahte banknotlarla dolu bir kargo aracını soydu. İngiltere'den Çek Cumhuriyeti'ne gönderilmek üzere iki hafta önce Heathrow Havalimanı'na doğru yola çıkan kargo kamyonunun şoförü, teslimat yapmak için bir kasabada durdu. Şoförün araçtan inmesini fırsat bilip kamyonu kaçıran soyguncular, gerçek zannettikleri paraları alarak kayıplara karıştı.

Milliyet



2005'in ENTERESAN Olayları (20-12-2005)


Trajediler, savaşlar ve doğal afetlerin yanı sıra, 2005'te garip olaylar da yaşandı. Fransız haber ajansı AFP, yılın en acayip haberlerini bir araya getiren bir liste yaptı:

&#65533; Türkiye hapishanelerinden birinde yan yana hücrelerde kalan bir erkek ve bir kadın mahkûm duvarda delik açarak, cinsel ilişkiye girmeyi ve çocuk sahibi olmayı başardı. mahkûmlar, kamu malına zarar vermekten dört ay ilave hapis cezasına çarptırıldı. (Olay, 2003'te mahkûm kadının doğum yapmasıyla patlak verdi, dava 2005'te karara bağlandı).

&#65533; Avustralya Newcastle'da polis, evlerin çatılarına hızla çarpan çok sayıda donmuş tavuk bulunduğunu rapor etti. Polis, güçlü bir mancınık kullanan bu şakacıyı bulamadı.

&#65533; Bir Alman postanesindeki postacılar, ellerindeki paket titremeye ve garip sesler çıkarmaya başlayınca, bomba zannederek paniğe kapıldı. Sonunda pakette bir seks oyuncağı olduğu ortaya çıktı.

&#65533; Doğu Afrika ülkelerinden Mali'de, kendisini görünmez yapacağına inandığı büyüleri uygulayarak banka soygunu yapmaya hazırlanan bir adam, bankayı koruyan polislerin 'aklından geçenleri tahmin etmesi' üzerine vurularak yaralı olarak yakalandı.

&#65533; İsviçre'de turizm yetkilileri, yazın erimemesi için bir buzulu PVC köpüğüyle kapladı.

&#65533; Chicago'da bir otoyoldaki istinat duvarında ortaya çıkan lekenin Bakire Meryem'i temsil ettiğini düşünen Hıristiyanlar otoyola akın etti. Bir grafiti sanatçısının lekenin üzerine 'büyük yalan' yazmasının ardından tüm duvar boyandı.

&#65533; Danimarka da bir papaz, Tanrı'ya inanmadığını söyleyince önce görevi askıya alındı, sonra kiliseye yeniden kabul edildi. Lutheran Protestan Kilisesi'nin yöneticisi, "Ona yeni bir şans veriyoruz" dedi.

&#65533; Britanya'da sahilde amaçsızca dolaşırken bulunan ve piyano virtüözü olduğu belirtilen bir genç adam, aylarca dünya medyasını meşgul etti. Sonunda, aylar boyu bir kelime bile etmeyerek esrarengiz havasını koruyan gencin ünlü olma heveslisi bir Alman olduğu ve aslında çok da iyi piyano çalamadığı ortaya çıktı.

&#65533; Karısıyla para yüzünden kavga eden İsrailli bir zengin, kasayı açıp 680 bin doları aldı ve evin ön bahçesinde yaktı.

&#65533; Wimbledon tenis turnuvasının üst düzey yöneticilerinden biri emeklilik konuşmasını, kadın tenisçilerin oyun sırasında çıkardığı 'rahatsız edici' seslere ayırdı. Yönetici, konuşmasında bu seslerin giderek daha da yükseldiğinden yakındı.

&#65533; Sevgilisinin hamile karısını öldürmesi için 136 bin dolar karşılığı bir kiralık katille anlaşan Japon kadın, katil başarısız olunca parasını geri almak için polise başvurdu.

&#65533; Alman İçişleri Bakanlığı, bundan böyle gülümseyen fotoğrafların kimliklerde kullanılmayacağını, bu tür fotoğrafların bakanlığın kullandığı biometrik tanıma teknolojisinde karışıklığa yol açtığını belirtti.

&#65533; Los Angeles'ta, bir taksici, araçta, içinde 350 bin dolar değerinde elmas olan bir para kesesi buldu. Afgan göçmeni olan taksi şoförü, elmasları öylece polise teslim etti.

? ABD'nin Wisconsin eyaletinden bir yaşındaki tekir kedi Emily, bir konteynıra düşerek Fransa'ya kadar seyahat etti. Nancy şehrinde zarar görmeden konteynırdan çıkartılan kedicik, konforlu bir uçak yolculuğuyla evine döndü.














Hızlı İmama Cemaat Dayağı (05-11-2005)



Kastamonunun Devrekani İlçesi&#65533;ne bağlı Bozarmut Köyü imamı, hızlı namaz kıldırdığı iddiasıyla cami cemaatinden 4 kişi tarafından dövüldüğünü öne sürdü.

Kastamonu Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi&#65533;nde tedavi altına alınan Bozarmut Köyü imamı Fatih Demircan, yaklaşık 1 yıldır Bozarmut Köyünde imam olarak görev yaptığını söyledi. Demircan, arife günü akşam namazını kıldırdıktan sonra cemaatten 4 kişinin &#65533;namazı hızlı kıldırdığı yönünde kendisiyle tartıştığını belirtti.

Bunun üzerine, söz konusu kişilerin kendisine saldırdıklarını ifade eden Demircan, saldırı sonucu kolunun kırıldığını ve kafasından çeşitli darbeler aldığını öne sürdü. Kaldırıldığı hastanede kırılan kolunun alçıya alındığını ve kafasındaki darbelere de gerekli tıbbi müdahalenin yapıldığını belirten Demircan, Konuyla ilgili İl Müftüsünü bilgilendirdim. Bana saldıran kişilerden şikayetçi olup olmayacağım yönünde henüz karar vermedim dedi.

Demircan, kendisine saldıran kişilerle daha öncede ezan okuma konusunda tartıştığını da kaydetti.

Hastane yetkilileri ise Demircanın gerekli tedavisinin tamamlanmasının ardından taburcu edileceğini ifade ettiler.

Bozarmut Köyünde yaşayan vatandaşlar ise imamla cemaatten bazı kişiler arasında kavga çıkması olayını doğruladıklarını ve imama yapılan bu saldırının bazı kendini bilmezlerin işi olduğunu ifade ettiler.




Fenerbahçe-Schalke Maçı (21-10-2005)


"Tamaşacılar ve özellikle karılar büyük sevinç yaşırlar." Fenerbahçe-Schalke maçı Azeri televizyonunda nasıl anlatıldı ?

F.Bahçe-Schalke maçını yayınlayan Azeri televizyonunun spikeri, Volkan 3. golü yiyince Ne ettin. Neye lazımdı bu hareket Hem gülmeli, hem de ağlamalı dedi.

F.BAHÇE-Schalke maçını canlı yayınlayan Azeri ANS Televizyonunun spikerleri maçı Yağmur gibi hayırlı, bir gece yorumu ile anlatırken, Alexin kırmızı kartla atılmasına üzüldü.

* Sevgili tamaşacılar (Seyirciler), şimdi tribünlerde F.Bahçeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gözlenir. Ancak, Erdoğanda pek sevinç hissiyatı yoktur. Herhal, Avrupa Birliği&#65533;ne girme, ülkenin ağır meseleleri onu keyifsiz gösterir.

* Luciano&#65533;nun golü. Şükrü Saracoğlundaki tamaşacılar ve özellikle karılar (kadın taraftarlar) büyük sevinç yaşırlar..

* (İlk yarının son düdüğü çalınca): İlk hesapta, F.Bahçe 1-0 ileridedir.. (2. yarıda Schalke peş peşe ataklar yapınca): Schalkeden bir an önce topu sökmek lazımdır. Tuncay darbeli olduğu için bugün oynamamaktadır.

* (F.Bahçe beraberlik golünü yiyince): Eyvahh... Kapıya (Kendi yarı alanına) bu kadar kapanmamalıydı. Lincoln ile hesap 1-1 olur..

* (Volkan 3. golü yiyince): Ne ettin Volkan.. Neye lazımdı bu hareket? Hem gülmeli, hem ağlamalı. F.Bahçe hesabı berabere getirmek için çok debelenecek (çaba harcayacak)

* (Skor 3-3 olunca): Appiah goool.... Hakikaten bu neydi? Oyyy oyy, oyy... Dehşet güzel bir goldü. Yağmur gibi hayırlı bir gecedir.

* (Alex kırmızı kart görünce): Şimdi bune ne gerek vardır. Gelsenkirchen&#65533;de Alex olmayacak. Alexsiz F.Bahçe, gelinsiz toy (düğün) gibidir. Kalan 3-4 dakikada Türkler çok müşkülat çekecek.

* (Maç bitince): Çok muthiş bir gece böylece bitir.

21.10.2005 12:07:58




ATM'yi Kaldırıp Götürdüler


İzmir'de hırsızlar, içinde 38 bin YTL bulunan para çekme makinesini yerinden söküp kayıplara karıştı

İZMİR DHA

İzmir'de bir bankaya ait içerisinde 38 bin YTL bulunan para çekme makinesi (ATM) çalındı. Polis, İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne 200 metre uzaklıkta meydana gelen olayla ilgili görgü tanığı arıyor.
Boztepe semtinde dün Yapı Kredi Bankası'nın yan yana duran 2 ATM'sinin bulunduğu kabine gelen zanlılar, önce alarm sistemini keserek etkisiz hale getirdi. Daha sonra, yere sabitlenmemiş iki ATM'den birini alan zanlılar kaçtı. Banka yetkililerinin, "Eski İzmir Caddesi'deki ATM Şubesi'nden alarm alıyoruz" ihbarı üzerine olay yerine giden polis, ATM'lerden birinin çalındığını fark etti.

Polis bankayı suçladı
ATM Şubesi'nde inceleme yapan polis, banka yetkililerini suçlayarak, "Saat 12.00'de hırsızlar, alarmı etkisiz hale getiriyorlar. Olaydan 4 saat sonra bizi arayıp ATM'miz çalındı diyorlar" dedi. ATM Şubesi'ndeki makinelerin yere sabitlenmemiş olmamasının da hırsızların işini kolaylaştırdığını belirten polis, yerlerde herhangi bir sürüklenme izi olmaması üzerine makineyi çalanın tek kişi olmadığı ve kamyonet, panelvan gibi bir araçla geldikleri ihtimallerini araştırıyor. Polis, İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne 200 metre uzaklıkta meydana gelen olayla ilgili görgü tanığı arıyor.




Futbol Aşkı


Gambiyalı fanatik futbol taraftarları, önceki gün Peruda havada dehşet yaşattı. Gambiyalı fanatiklerin futbol çılgınlığı, geçen cumartesi günü Peru' da yapılan 17 Yaş Altı Gençler Dünya Şampiyonasında Gambiyanın Brezilyayı yenmesiyle başladı.

Brezilya galibiyetinin çılgına çevirdiği taraftarlar, Katar karşısında oynanacak çeyrek final karşılaşmasına yetişmek için havaalanlarına akın etti. Ancak Peruya direkt uçak bulunamadı. Bunun üzerine Gambiya Devlet Başkanı Yahya Jammeh, 300 fanatik taraftara özel uçak tahsis etti. 300 taraftarı taşıyan uçak, Gambiya-Katar karşılaşmasına zamanında yetişmek için, Peru hava sahasına izinsiz giriş yaptı. Yetkililer, izinsiz giren uçağı başkent Limaya yönlendirdi. Ancak fanatik Gambiyalılar, Limaya indikleri takdirde Piura kentinde oynanan Gambiya-Katar maçına yetişemeyeceklerini fark ettiler. Bunun üzerine fanatikler, pilota Ne yaparsan yap, gerekirse bizi sahaya indir, ama maça yetiştir diye baskı yaptılar. Bunun üzerine pilot, maçın oynanacağı Piura kenti üzerine geldiğinde Yakıtımız bitti, düşüyoruz çağrısı yaptı. Peru yetkilileri, tüm havaalanlarında olağanüstü durum ilan etti. Uçak, Katar-Gambiya maçının oynanacağı Piuraya mecburi iniş yaptı ve fanatikler, Gambiyanın 3-1 kazandığı maça yetişti. Ancak Peru yetkilileri, uçağa el koyarak soruşturma başlattı.

daha fazlası için tıklayınız

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/KayzerNet?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Kizilderililer...muhtesem

KIZILDERILI SEFI SEATTLE !

VAHSI BIR KIZILDERILI............

ONDAN NE MEDENIYET , NE FELSEFE, NE UZAK GORUS  BEKLENEBILIR KI ?

ANCAK, 1854 YILINDA BEYAZLARIN SEFI ICIN YAZMIS OLDUGU CEVAPTAN ANLASILIYOR KI :

ESAS VAHSILER, BEYAZLARMIS...

ESASINDA BEYAZLAR, VAHSI IMIS..........

BEYAZLARIN ISTIKBAL GORUSU, YOK OLMANIN BASLANGICI IMIS.......

 

SIMDI, BIR KIZILDERILI GIBI DAVRAN VE YAVASCA VE SINDIREREK YAZIYI OKU....

(üstünüze  bir ceket alabilirsiniz. Belki tüyleriniz diken diken olur !)

 

Sevgi ve saygılarımla

Daniel Benbanaste

 

 

 

 

____________________________________________________________________________
Sınırsız kapasite Mynet email'de! Hemen tıklayın!

 

 

--
No virus found in this incoming message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.5.446 / Virus Database: 269.4.0/762 - Release Date: 15.04.2007 16:22

 

--
No virus found in this outgoing message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.5.446 / Virus Database: 269.4.0/762 - Release Date: 15.04.2007 16:22

 

--
No virus found in this incoming message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.5.446 / Virus Database: 269.5.1/765 - Release Date: 17.04.2007 17:20

 

--
No virus found in this outgoing message.
Checked by AVG Free Edition.
Version: 7.5.446 / Virus Database: 269.5.1/765 - Release Date: 17.04.2007 17:20



SAGLIK DILEKLERIMLE...


Yahoo! kullaniyor musunuz?
Istenmeyen postadan biktiniz mi? Istenmeyen postadan en iyi korunma Yahoo! Posta'da
http://tr.mail.yahoo.com



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları " Kayzer.Net Aşk Sevgi Mizah Eğlence Grupları..." grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : KayzerNet@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: KayzerNet-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/KayzerNet?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
 


9.5.07

aTeŞ PaHaSı ne demek





Kanuni Sultan Süleyman, adamlarıyla birlikte avlanmaya çıkmıştı. Bir ceylanın peşinden koşarlarken zamanın nasıl geçtiğinin ayırdına varamadılar.

"Biz nerelere geldik böyle?" diyerek çevrelerine bakındıklarında hava kararmaya yüz tutmuştu.

Gök kararmakla kalmamış, şiddetli bir rüzgar ve ardından da savruntulu bir yağmur bastırmıştı. Hünkar ve adamları, bu dağ başında bulabildikleri bir kulübeye kendilerini zor attılar.

Sığındıkları kulübede, geçimini odunculuk yaparak sağlayan yoksul bir köylü yaşıyordu. Adamcağız bu Tanrı konuklarını içeri aldı, onlara elinden geldiğince yardımcı olmaya başladı.

Padişah kendini özellikle tanıtmak istememişti; ama yoksul oduncu onun kim olduğunu anlamakta gecikmedi. O nedenle ocağa büyük büyük odunlar atıp kulübeyi iyice ısıttı.Bir de sıcacık çorba ikram etti.

Dışarıda hem ıslanıp hem üşüyen padişah ve adamları bu durumdan pek memnun kalmışlardı. Geceyi orada rahatça geçirdiler. Hatta padişah bir ara çevresindekilere, "Doğrusu şu ateş bin altın eder" diye de söylendi.

Ertesi gün yola çıkmadan önce padişah oduncuya önce memnuniyetini bildirdi:

"Efendi! Bizi ihya ettin. Harlı ateşin sayesinde geceyi pek rahat geçirdik" dedi ve sordu:

"Söyle bakalım borcumuz ne kadar?"

Oduncu, kırk yılda bir eline geçen bu olanağı değerlendi ve parayı biraz yüksek söyledi:

"Bin bir altın yeter, beyzadem" dedi.
"Çok fazla istemedin mi?"diye soran padişaha.
"Yemek ve yatak bedeli bir altın,ateşin bin altın ettiğini de zaten siz söylediniz."dedi.

Padişah adamın kıvrak zekası karşısında gülümsedi ve bin altını ödedi.

ATEŞ PAHASI sözü buradan gelir.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~

  "GİDERİZ NURYOLU İZDE GİDERİZ
   TAŞ BAĞIRDA SULAR DİZDE GİDERİZ,
   BİRGÜN AKŞAM OLUR BİZDE GİDERİZ,
   KALIR DUDAKLARDA ŞARKIMIZ BİZİM..."
 *********************************************************
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

yolunacak kaz




Çok soğuk bir kış günü padişah, kılık değiştirerek gezmeye karar
vermiş. Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında
çalışan yaşlı bir adam görmüşler..
Adam elindeki derileri suya sokup döverek tabaklıyormuş..
Padişah, ihtiyari selamlamış.
" Selamünaleyküm ey pir-i fani..."
" Aleykümselam ey serdar-ı cihan..." Padişah sormuş:
" Altılarda ne yaptın ?"
" Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor..." Padişah gene
sormuş:
" Geceleri kalkmadın mı ?"
" Kalktık...Lakin, ellere yaradı..." Padişah gülmüş..
" Bir kaz göndersem yolar mısın ?"
" Hem de cıyaklatmadan..."
Padişahla başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar.
Padişah başvezire dönmüş.
" Ne konuştuğumuzu anladın mı ?"
" Hayır padişahım..." Padişah sinirlenmiş.
" Bu aksama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla
dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor..
" Ne konuştunuz siz padişahla..." Adam, başveziri söyle bir
süzmüş.
" Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın
söyleyeyim.."
Başvezir, yüz altın vermiş.
" Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden
anladın padişah olduğunu ?.."
" Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası
giyemezdi.." Vezir kafasını kaşımış.
" Peki, altılara altı katmayınca otuz ikiye yetmiyor ne
demek ?.."
Adam, bu soruya cevap vermek için bir yüz altın daha almış.
" Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mi ki, kış günü
çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yazın değil, altı ay kışın da çalışmazsak yemek bulamıyoruz dedim."
Vezir bir soru daha sormuş...
" Geceleri kalkmadın mı ne demek ?"
Adam bir yüz altın daha almış.
" Çocukların yok mu diye sordu.. Var, ama hepsi kız. Evlendiler,
başkasına yaradılar, dedim..." Vezir gene kafasını sallamış.
" Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek ?.." Adam gülmüş.
" Onu da sen bul..."

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "ATLANTİSE YOLCULUK" grubu.
**********************************************************
 ARANILAN SEVGİ İSE ; YOLCULUK ATLANTİSE

  "GİDERİZ NURYOLU İZDE GİDERİZ
   TAŞ BAĞIRDA SULAR DİZDE GİDERİZ,
   BİRGÜN AKŞAM OLUR BİZDE GİDERİZ,
   KALIR DUDAKLARDA ŞARKIMIZ BİZİM..."
 *********************************************************
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Yoğurdu ihmal etmeyin



---------- Forwarded message ----------
From: HALDUN KESKİN <keskinlergenpa@gmail.com>
Date: 09.May.2007 15:33
Subject: {yureginizin sesi..sevgulce:22326} Yoğurdu ihmal etmeyin
To:

Yoğurt yağ yakıyor

Diyetlerine yağsız yoğurt ekleyenler yüzde 22 daha fazla kilo kaybediyor. Göbekteki yağların yüzde 81'i de yoğurtla eriyor.


Göbeğini hızla eritmek isteyenler, bol bol yağsız yoğurt yesin! ABD'de yapılan bir araştırmada, düşük kalorili rejimlerine yoğurt seçeneğini ekleyen ve günde üç öğün yağsız yoğurt yiyen aşırı kiloluların, yoğurtsuz bir diyet uygulayanlara oranla yüzde 22 daha fazla kilo verdikleri ve yüzde 61 daha fazla yağ yaktıkları tespit edildi. Yoğurt yiyenlerin ayrıca, karın bölgelerinde yüzde 81 daha fazla yağ yaktıkları ortaya çıktı.

Tennessee Üniversitesi'ndeki araştırmaya katılanlardan Dr. Michael Zemel, yoğurt yiyenlerin hem ortalama yedi kilo olan zayıflama seviyesinden daha fazla inceldiklerini hem de kaslarını diğerlerinden iki kat fazla koruduklarını belirtti.

Dr. Zemel, kas kütlesini korumanın diyet yapanlarda önemli bir konu olduğunu belirterek, "Önemli olan yağ yakmak, kas değil. Kaslar kalori yakmaya yardımcı oluyor, ancak kilo verirken kas kütlesi de kaybediliyor. Buna en iyi çözüm, kalsiyum ve protein ağırlıklı bir diyet, yani yoğurt" diye konuştu. Araştırma Uluslararası Obezite Dergisi'nin nisan sayısında yayımlanacak.
Bu arada Japonya'da yapılan araştırmalar da, yoğurdun nefes kokusunu giderdiğini, diş taşı ve diş eti iltihaplarını doğal yollardan önlediğini ortaya koydu. Altı hafta boyunca günde bir porsiyon yoğurt yiyenlerin yüzde 80'inde, nefes kokusuna yol açan hidrojen sülfit düzeyi azaldı.



--
Haldun Keskin
Keskinler Ltd.
Daha Sağlıklı Bir Dünya
0.236.414 44 36
www.zeytin.cjb.net
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
**********************************************************************************************
Grubumuz   "sevgulce"
Dostlugun anlamini yitirmeye yuz tuttugu bir asirda gercek dostluklari yakalayabilmek umudu ile...
kurulmustur...
**********************************************************************************************
**********************************************************************************************
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "sevgulce" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : sevgulce@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: sevgulce-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/sevgulce adresinde
bu grubu ziyaret edin
**********************************************************************************************
**********************************************************************************************
Grubumuzun Web Sitesi...: www.sevgulce.com
**********************************************************************************************
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

COK GÜLDÜM :))))))))) burclar



---------- Forwarded message ----------
From: erol isik <erol.sk@gmail.com>
Date: 09.May.2007 16:26
Subject: ATLANTİSE<+>YOLCULUK COK GÜLDÜM :))))))))) burclar
To: erol.sk@gmail.com


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "ATLANTİSE YOLCULUK" grubu.
**********************************************************
 ARANILAN SEVGİ İSE ; YOLCULUK ATLANTİSE

  "GİDERİZ NURYOLU İZDE GİDERİZ
   TAŞ BAĞIRDA SULAR DİZDE GİDERİZ,
   BİRGÜN AKŞAM OLUR BİZDE GİDERİZ,
   KALIR DUDAKLARDA ŞARKIMIZ BİZİM..."
 *********************************************************
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


endonezyanın islamiyeti kabul etmesindeki sır



endonezyanın islamiyeti kabul etmesindeki sır
 
Kendi halinde bir tüccardı.Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya'ya
gitti ve oraya yerleşti.İşini orada devam ettirdi.Kumaşları kaliteliydi. Tam
da o bölge halkının aradığı cinstendi.Kendisi kanaat sahibi bir insandı
tüccarın.Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi.Bir gün geç geldi iş
yerine.Ama kasada fazlaca para vardı. Belli ki, tezgahtar iyi bir kâr elde
etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:

-Hangi kumaşlardan sattın?
-Şu kumaştan efendim.
-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?" diye hayret etti, tüccar.
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın.
Görsen tanır mısın onu?

Tezgahtar gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkan sahibi müşteriyi
karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı.
Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.

-Ne demekti hakkını helâl et?

Olay kısa sürede dilden dile dolaştı.Çok geçmeden kralın kulağına kadar
vardı.Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı ve sordu:
-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük.

Bunun aslı nedir?

-Ben, dedi tüccar, Müslüman'ım. İslâm dini böyle emreder. Müşterinin bana
hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı
düzelttim.
Kral,
-İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu.

Tüccar, birer birer sorularını cevapladı.Kral ilk defa duyuyordu böyle bir
dinin varlığını.Fazla zaman geçirmeden İslâm'ı kabul etti.Daha sonra kısa
süre içinde de halk Müslüman oldu.250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü
Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik bir
kumaş ve hakkaniyete uygun küçük(!) bir davranış idi...Yapılan tek şey vardı
sadece:İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle
paylaşmaktı. Efendimizin müjdesi herkese açık: "Doğru ve güvenilir tüccar,
kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle
beraberdir."

Yani, asıl olan söz dili değil, hal diliydi.Konuşmaktan çok
yaşamaktı.İnandığı gibi anlatmaktan ziyade inandığı gibi
yaşamaktı...

Herkes üzerine düşeni yapsın, isteyen dersini alsın,isteyen de silip
atsın...
Ameller niyetlere göre değerlendirilir nihayetinde.



--
AKSİNİ BELİRTMEDİĞİM BÜTÜN PAYLAŞIMLARIM
>>ALINTIDIR<<


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "ATLANTİSE YOLCULUK" grubu.
**********************************************************
 ARANILAN SEVGİ İSE ; YOLCULUK ATLANTİSE

  "GİDERİZ NURYOLU İZDE GİDERİZ
   TAŞ BAĞIRDA SULAR DİZDE GİDERİZ,
   BİRGÜN AKŞAM OLUR BİZDE GİDERİZ,
   KALIR DUDAKLARDA ŞARKIMIZ BİZİM..."
 *********************************************************
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

6.5.07

İslamda inanç ve düşünce özgürlüğü / Hoşgörü ve Katlanma

Hoş görü, kusuru görmezden gelmek, aldırmamak ve göz yummak anlamlarına gelir. Katlanma ise beğenilmeyen davranışlarda bulunanlara tahammül göstermek ve iyilik yapmaya devam etmek demek olur.

İnsanlara inandığı gibi yaşama hürriyetini veren bizzat Allah Teâlâ olduğu için ne yahudiye, ne hırıstiyana ne de bir başka inanç sahibine baskı yapılır. Bize düşen, onlara tahammül göstermek ve onları güzellikle uyarmaktır. "Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış. Çünkü Rabbin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, doğru yolda olanları da çok iyi bilir." (Nahl 16/125)

Müslümanlara Karşı Hoşgörü

Hoşgörü, Müslümanlara karşı olur. Çünkü temel inançları aynı olan kişiler ayrıntıdaki farkları önemsemezler. Müslümanların değişik mezhepler etrafında kümeleşmeleri ayrıntılardan kaynaklanır. Kendini bilmez kişiler bir kenara bırakılırsa Müslümanlar mezhep ayrılığını bir rahmet vesilesi sayarlar.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin ağzından çıktığı kuşku götürmez bir şekilde tespit edilen mütevatir hadis sayısı alimlere göre farklılık gösterir. İcmaın fiilen gerçekleşip gerçekleşmediği de tartışmalıdır. Müslümanların tartışmadıkları tek metin Kur'an-ı Kerim'dir. Bu sebeple Kur'an'ın açık hükümlerine aykırı düşmeyen davranışları hoşgörmek her müslümanın borcudur. Çünkü hiç kimse, bir başkasının araştırmaları ile vardığı sonuca uymak zorunda değildir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun beraberinde bulunanlar, inkarcılara karşı çok sert, kendi aralarında merhametlidirler." (Fetih 48/29)

"Ey İnananlar! İçinizden kim dininden dönerse bilsin ki, Allah onların yerine, kendisinin sevdiği ve onların da onu sevdiği bir milleti getirir. Bunlar inananlara karşı alçak gönüllü, inkarcılara karşı çok sert olurlar. Allah yolunda cihat eder, kınayanların kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah'ın öyle büyük bir vergisidir ki, kime dilerse ona verir. Allah her şeyi kaplar ve bilir.

Sizin dostunuz ancak Allah ve onun peygamberi ile namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir.

Kim Allah'ı, Peygamberini ve inananları dost edinirse Allah'tan yana olanlar şüphesiz üstün gelirler." (Maide 5/54-56)


Kafirlere Katlanma

Kafirler, Allah'ın koyduğu şeriatı tamamen veya kısmen tanımazlık eden kimselerdir. Böylelerine karşı hoşgörü iddiası bir samimiyetsizlik hissi vermektedir. Çünkü hem Kur'an'ın bütününe inanacaksın hem de temel inançları, hayata bakışı ve algılayışı senden büsbütün farklı olanların kusurunu görmezden geleceğini, ve onlara göz yumacağını söyleyeceksin. Bu pek inandırıcı olmaz. Bir hırıstiyanın Hz. İsa'yı tanrı yerine koymasından veya bir Yahudi'nin insanları kendi köleleri gibi görmesinden hoşlanmak olamaz. Ama insanları bizim gibi inanmaya zorlayamayacağımızdan onların beğenmediğimiz davranışlarına katlanabilir ve onlarla iyi ilişkiler içinde olabiliriz.



İman Bir Kalp İşidir

İmanın temeli içten kabul, yani kalp ile tasdiktir. İnsanın içini bir kendisi bilir bir de Allah. Bu sebeple insanı, bir inancı kabule veya inkara zorlamak anlamsızdır.

"Dinde zorlama yoktur; artık doğru ile eğri birbirinden iyice ayrılmıştır. Bundan böyle kim zorbaları tanımaz da Allah'a inanırsa kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah işitendir, bilendir." (Bakara 2/256)

Birine zorla inandım dedirtmek onu münafık yapmaktır. İçte olmayan inancın faydası olmaz. Allah insanları inanmaya zorlasaydı Onun bir tek emri ile her kes, ister istemez inanmış olurdu. Ama o doğru ile yanlışı gösterip bir seçme hürriyetini vermiş ve insanı serbest bırakmıştır.

"Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?" (Yunus 10/99)


Niyet

Allah'a isteyerek boyun eğmenin göstergesi niyettir. Niyet, bir şeye içten karar vermektir. "Ameller niyetlere göredir." Niyetsiz ibadet yapılmadığından zorla ibadet de olmaz.


Herkesin Dini Kendine

"Kim yola gelirse sadece kendi için gelmiş olur. Kim de yolunu kaybederse sadece kendi aleyhine kaybeder. Hiç bir günahkar başkasının günahını çekmez. Biz de bir elçi gönderinceye kadar azab etmeyiz." (İsrâ 17/15)


İnançlara Hakaret Yasağı

"Allah'tan başka yalvardıklarına sövmeyin. Sonra onlar da taşkınlık edip bilmeyerek Allah'a söverler." (En'am 6/108)


Kendini Bilmeyenlere Aldırmama

"Onları doğru yola çağırsan duymazlar. Sana baktıklarını görürsün ama seçemezler.

Sen bağışlamadan yana ol, uygun olanı emret, kendini bilmeyenlere de aldırma. Şeytan seni dürtecek olursa Allah'a sığın. Çünkü o işitir ve bilir. (A'raf 7/198-200)


İnsanları Uyarma

Kötülüğe karşı insanları uyarmalı, tedbiri elden bırakmamalı ve gerektiğinde tavır koymalıdır.

"Aşırı giden kimselersiniz diye sizi Kuran'la uyarmaktan vaz mı geçelim?" (Zuhruf 43/5)


Her Zaman Adalet

"Ey İnananlar! Allah rızası için, eğilmeyen, dürüstçe şahitlik yapan kimseler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sakın sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adil olun; takvaya en yakın olanı budur. Allah'a karşı korunun, çünkü Allah işlediklerinizden haberdardır." (Maide 5/8)


Tedbir

Müslümanlar başkalarından hep kötülük, hakaret ve ihanet görmüşlerdir. İnsanları çok iyi tanıyan Allah Teâlâ bir taraftan Müslümanların onlara katlanmalarını isterken diğer taraftan da tedbiri elden bırakmamalarını emretmektedir.

"Ey İnananlar! Sizden olmayanı sırdaş edinmeyin, onlar başınıza dert açmaktan geri durmazlar. Sizi hangi şey sıkıntıya sokarsa onlar ondan hoşlanırlar. Onların kinleri zaten ağızlarından taşar. İçlerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer aklınızı işletirseniz onların alametlerini size apaçık bildirmişizdir.

İşte siz öyle kimselersiniz ki onları seversiniz, ama onlar sizi sevmezler. Bütün Kitaba da inanırsınız. Sizinle karşılaştıkları zaman: "Size güvence vermişizdir" derler, yalnız kaldıklarında da, öfkelerinden size karşı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden geberin." Allah göğüslerin içinde olanı bilir.

Size bir iyilik dokunsa onları rahatsız eder.

Başınıza bir kötülük gelse ona da sevinirler. Eğer sabreder ve Allah'tan sakınırsanız, onların kurduğu düzenin size bir zararı olmaz. Çünkü ne yapsalar Allah onu çepeçevre kuşatmıştır." (Al-i imran 3/118-120)


İyi Geçinmek Başka Sevmek Başkadır

"Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi gösteriyorsunuz oysa ki onlar, size gelen gerçeği kabul etmemişlerdir. Rabbiniz olan Allah'a inandınız diye tutup hem Peygamberi hem de sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmış bulunurken onlara içten içe sevgi beslerseniz ne olacak? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden kim bunu yaparsa şüphesiz doğru yoldan sapmış olur.

Sizi ele geçirseler düşman kesilirler.Ellerini ve dillerini size kötülük için uzatırlar. Keşke inkar etseniz diye temenni ederler. (Mümtahane 60/1-2)


Silaha Silah

Kargaşanın önüne geçmek için silah kullanmak gerekebilir.

"Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın, ama haksız yere saldırmayın. Çünkü Allah haksız yere saldıranları sevmez.

Onları yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.

Kargaşa çıkarmak cana kıymaktan beterdir. Onlar sizinle savaşmadıkça siz Mescidi Haram yanında onlarla savaşmayın. Eğer savaşırlarsa onları öldürün. İşte Allah'ı tanımazlık edenlerin cezası böyledir.

Eğer vazgeçerlerse Allah bağışlar ve merhamet eder.

Kargaşa bitip ortada yalnız Allah'ın dini kalana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık olmaz." (Bakara 2/190-193)

Savaşmayanlara Karşı Adil Olmalıdır

"Allah, din hakkında sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz; doğrusu Allah adil olanları sever.

Allah sadece, sizinle din hakkında savaşanlara, sizi yurtlarınızdan çıkaranlara ve çıkarılmanıza yardım edenlere yakınlık göstermenizi yasaklar. Kim onlara yakınlık gösterirse, işte onlar zalimlerdir." (Mümtahane 60/7-9)


Baskıya Son Vermek İçin Savaş

Savaş haksızlıklara ve baskılara son vermek, insanların hür bir ortamda hayatlarını sürdürmelerini sağlamak için yapılır.

"Size ne oluyor da Allah yolunda savaşmıyorsunuz? Oysaki erkek, kadın, çoluk çocuk bir takım düşkünler "Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu yerden çıkar, katından bize bir önder gönder, katından bize bir yardımcı gönder" deyip duruyorlar." (Nisa 4/75)

SONUÇ

Müslüman, arzularını dizginleyerek Allah'ın emirlerini öne alır. Kafir ise arzularını öne alarak Allah'ın emirlerini geriye iter. Bu, müslümanı diğerlerinden ayıran önemli noktalardandır. Müslümanın başkalarına katlanması bundandır.

Bugün batı insanı kendi öz evladının bile yükünü çekemez olmuştur. Arzularını tatmin için nesilleri, bitkileri, hayvanları, balıkları havayı, suyu ve uzayı bile yok etmektedir. Bu gibi kimselerin size katlanmasını nasıl beklersiniz?

Müslümanlar da zaman arzularını dizginleyemezler. Böyle durumlarda saldırgan davrandıkları olur. Ama bu davranışlar Kur'an'a aykırı olacağından uzun ömürlü olmaz. İslam toplumunda uzun ömürlü olan hoşgörü ve katlanmadır. Bunun sayısız örneklerini her yerde ve her zaman görmek mümkündür.

Bakara suresinin 256. ayetinde ifade edilen " Dinde zorlama yoktur" prensibi İslamiyetin mukaddes bir metni olmakla beraber, İslam tarihi boyunca da toplumdaki islevini en iyi şekilde korumuştur. Akıl duyusuyla donatılan insanoğlunu diger yaratıklardan ayıran en bariz özellik de sorumluluk duygusudur. Cenab-ı Allah insanlara bu sorumluluğu yüklediği halde ona iyilik ve kötülüğü göstermiş, kendi hür düşüncesiyle istediği inanca ulaşabilmesine olanak sağlamıstır. Nitekim İnsan suresinin 3. ayetinde şöyle buyurmaktadır: " Şüphesiz biz o'na (doğru) yolu gösterdik, ya şükredip (inanır) veya nankör olup (karşı çıkar)."

 

İslamda gördüğümüz ifade özgürlüğünden amaç, insanlara yararlı olacak maddi ve manevi terakkinin sağlanmasında katkıda bulunulacaksa bunun, hem toplumsal ve hem de bireysel bağlamda bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaksıdır. Ancak meşru amaçların dışında İslamın devlet düzenini baltalayacak, toplumun inandığı İslam dinine saldıracak, onun ortadan kaldırılması için siyasi oluşumlar üretecek, veya ifade özgürlüğü ismi altında bu siyasi veya toplumsal bozucu oluşumların meşruiyet kazanması için hareket edecek bir özgürlüğe İslamiyet izin vermez. Zira zaruri menfaatler diye bildiğimiz akıl, din, can, nesil ve malın korunmasından birisi de dinin korunmasıdır. Halbuki sınırsız ifade özgürlüğü bu korunmayı ortadan kaldırmaktadır. Yani fert her istediğini dile getirecekse, düzen veya sınır tanımayacaksa, toplumdaki menfi etkilerin ne olacağını düşünmeden belirli bir düşünceyi ifade edip, görüşlerini başkalarına benimsetmeye kalkısacaksa, toplumdaki düzeni alt üst edecektir. Ayrıca toplum fertlerinin, aynı kültür ve zeka yapısında olduklarını düşünmek de yanlış bir tutumdur. Zira ifade edilen veya ileri sürülen herhangi bir görüşün, toplum fertleri arasındaki yankısı değişiktir. Kişi eğer belirli bir kesime hitap edecekse, gerekli her türlü özgürlüğe sahip olabilmelidir. Ama hiç sınır tanımadan, benimsetmek istediği görüşlerini herkese ve heryerde ifade etmeye kalkışırsa, büyük bir kargaşaya zemin hazırlamış olur.

 

 

Şerafettin ŞİMŞEK

DKAB Öğretmeni

merkezdin@hotmail.com

 

İslam'da Düşünce Özgürlüğü


İslam'da Düşünce ve Düşünce Özgürlüğü

Çağımızda İslam Dini'nin en büyük şanssızlıklarından biri, bugün yasamakta olan Müslümanlar arasında, özellikle dünya milletleri arasında çok az tanınmış olması, yahut yeterince tanınmamış olması, başka bir ifade ile olduğundan farklı tanıtılmış olmasıdır. İnsanların ve bilmeyen Müslümanların kafasında oluşan yanlış imajları silmek ve katıksız olarak İslam Dini'ni bütün yönleriyle tanıtmak en önemli hizmetlerinden biridir.

İslam'ın dünya görüsü son zamanlarda iyice ihmal edilerek, temeli yabancılara uzanan düşünceler hakim kılınmaya çalışılmıştır. İslam'ın dünya görüsünün aynası, en önemli sorunlardan olan düşünce ve inanç özgürlüğüne getirmiş olduğu yaklaşımlardır. Uygar dünya uzayı fethetmekle insani fethetmiş olmadı. Oysa ki evrendeki en önemli unsur insanoğludur. İslam'ın insanlığa vermiş olduğu üstün mesajlar, ona sağladığı geniş haklar ne yazık ki hala çağdaş insanlara verilmemiş durumdadır ve hala insanlar dinlerinden, ırklarından, düşünce ve inançlarından ötürü boğazlanmakta, kılık kıyafetleriyle uğraşılmakta her gün biraz daha baskılar artmakta, işkence ve izdi raplar dinmek bilmemektedir. Her vesileyle çarenin demokrasi olduğu vurgulanmaktaysa da bunun dertlere çare olmadığı apaçık görülmektedir.

İslam, yaratılısının gereği insana tüm hakları vermiştir. İnsanlar arasında mal-mülk, kabile, renk, cins ayrımı yoktur. Bunlar insani insan olarak değerlendirme-de ölçü olarak kabul edilmemiştir. İnsana verilen bu değer Kurban'da ifadesini söyle bulmuştur. "Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Millet ve kabileler halinde topluluklar kildik ki birbirinizi tanıyasınız. Allah katında en üstün olanınız ondan en çok sakınanınızdır. "

İslam, Habeşli bir köleyi ordularının basına getirirken, ezilenleri, dislananlari koruma mücadelesi verirken, dünya bu alanda düşünmeyi bile aklına getirmiyordu. Bati Dünyası'ndaki insan hakları düşüncesinin geçmişine baktığımızda, tarihte üç olayın adeta insan haklarının dönemeçleri kabul edil-dibini görürsünüz. Bunlardan birincisi, İngiltere'de başkaldıran İngiliz baronları-ne haklar tanımak amacıyla Kral Yurtsuz John tarafından 1215'te çıkarılan ferman-dır. "Büyük Ferman" anlamında "Magma C(h)arta" adi verilmiştir. İnsan haklarının Avrupa'daki ilk sözleşmesi sayılan Magma Harta hürriyetin beşiği sayılan İngiltere'de 15 Haziran 1215'te istemeyerek te olsa Kral John tarafından mühürlenip imzalandıktan sonra ilan edil-mistir. Oysa ki bu tarih Hz. Muhammed'-in Medine'de Müslüman, Yahudi ve müşriklerle anlaşarak 47 (veya daha fazla) madde halinde imzaladıkları kardeşlik, yurttaşlık ve yardımlaşma mukavelesi olan Medine sözleşmesinden tam 593 yıl sonradır.

Redhouse sözlüğüne baktığımızda Magma Harta su şekilde tanımlanmıştır. "İngiliz derebeyleri ve Kral John tarafından 1215'te çıkarılan büyük ferman ki halkın şahsi masumiyetini ve şahsi haklarını tanıyan ilk siyasi vesikadır, İngiliz demokrasisinin temelini teşkil eder; şahsi hürriyeti müdafaa eden bir anayasa" (Redhouse, s.633)

Magma Harta ile insanlara bazı hakların tanındığı inkar edilemez. Ancak batılıların "insan haklarının temelini" bu fermanla başlatma iddiaları tamamen asilsizdir. Oysa ki yeryüzünde insan hak ve vecibeleri konusunda ilk yazılı belge Hz. Muhammed'in başkanlığında 4 büyük grubu temsil eden yetkilerin 622'de imzaladıkları Medine Sözleşmesi'dir.

Batı'da insan haklarının ikinci dönemeci kabul edilen "Fransız insan ve Yurttaş hakları Beyannamesi"dir. Fransız ihtilali'nin (1789) etkisiyle meydana getirilen Fransız Halkının Milli Meclis halinde toplanan mümessilleri tarafından ilan edilen bu beyannameye ancak sınıf çatışması, kan, savaş ve buhran sonucu ulaşılabilmiştir. Oysa ki miladi 622 yılında Hz. Muhammed çatışma ve kan olmaksızın anlaşma sağlamıştı.

Batinin üçüncü dönemeci ise BM insan hakları Bildirgesi'dir. BM teşkilatına üye olan devletlerce 10 Aralık 1948 tarihinde toplanan Paris Kongresi'nde kabul edilen, bütün insanlara tanınan temel hakları belirten bu bildiri de ancak her iki dünya savasının yarattığı dehşet ve meydana getirdiği yıkımdan ürkmenin bir sonucu olarak ortaya konulabilmiştir. Oysa İslam'ın getirdiği insan hakları ayni zamanda fıtri haklar olup 15 asırdan bu yana İslam dünyasının fiilen yaşattığı ve uyguladığı haklardır. Halbuki Batı'da insan haklarının modern anlamda doğusu Katolik ve Protestanların, azınlıkta oldukları topluluklarda ve ülkelerde cezalandırılmaları nedeniyle Avrupa'da başlayan Rönesans sonrası döneme denk düşer.

İslam'ın insanlığa sağladığı bazı hakları söyle haddelendirebiliriz:

1. Bütün insanlar doğuştan günahsızdır. Suç ve ceza mefhumları ergenlikten itibaren söz konusudur.
2. insanlar Adem'in çocukları olup eşit haklara sahip olarak doğarlar.
3. Her doğan canlı yasama ve özgürlük hakkına sahiptir.
4. İnsanların canları, malları ve ırzları koruma altında olup kutsaldır.
5. Adalet dünya hayatinin temelidir. Herkes adaletten pay alma hakkına sahiptir. (Nisa, 5
6. İnsanların meskenleri koruma altındadır. İzinsiz girmek yasaktır. (Nur, 27)
7. Başkalarına zarar vermedikçe insanların neyle uğraştıklarıyla uğraşmak, casusluk yapmak yasaktır. (Hucurat, 12)
8. Ferdi sorumluluk esastır. Kimse kimsenin yaptığından dolayı sorumlu tutulamaz. (En'am, 164)
9. Herkes, istediği gibi düşünme ve düşündüğünü açıklama hakkına sahiptir. (Kur'an kendisine karsı çıkanlara her türlü yolu denemeleri için meydan okur)
10. İnsanlar, inanç özgürlüğüne sahiptirler. (Bakara, 256)
11. Hiç kimsenin mali haksiz yollarla gasledilemez. (Nisa, 29)
12. Herkes kazanma hakkına sahiptir. Rantiyecilik yoktur.
13. Herkes siyaset yapma hakkına sahiptir. (Bakara, 279)
14. Zulmün, işkencenin ve haksizliğin her çeşidi yasaklanmıştır. Zulüm yasak olduğu gibi, zulme karsı çıkmamak ta yasaktır. (Bakara, 283)
15. Her insan eğitim ve öğretim özgürlüğüne sahiptir. Öğrendiklerini başkalarına öğretme hakkına da sahiptir.
16. hakların korunması için şahitlik yapma ve isteme hakki vardır. (Isça, 23)
17. Ailede ana-babaya itaat esastır. (Ankebut,
18. Devlet hizmetinde çalışan ya da özel islerde çalışanların devlet ya da işverenleri üzerinde günün koşullarında normla şartlarda geçinebilecekleri bir ücret alma hakları vardır.

İslam'da Düşünce

Düşünce özgürlüğü denilince akla ilk gelen İslam'dır. Çünkü, özgürce düşünmeyi dünyaya öğreten din sadece İslam Dini'dir. İslam, güveni ve acımayı simgelediği gibi bu adin ilk çağrıştırdığı anlamlardan biri de şüphesiz özgürlüktür. İslam Tevhide inancını getirmiştir. Tevhide inancı özgürlüğün sembolüdür. Kulu, kullar karsısında kul olmaktan kurtarıp, sadece en büyük kudret sahibi olan Allah'a kulluk etmeyi gerektirir. Allah'a inan-an, yalnız O'na kulluk eden bir mü'min veya mü'minler topluluğu kulluk sınırları karsısında birbirlerine karsı tam bağımsız bir sekildi hareket ederler. Tevhide inancının iyice yerleşmediği toplumlarda ya da zedelendiği toplumlarda insanlar birbirlerine kulluk ederler. Eşyaya, çıkar ilişkilerine, rantiyeye, silah gücüne taparlar. Bu tip insanların özgür olduğunu söylemek mümkün değildir. Tevhide inancıyla özgürleşen insan hem düşünce, hem de inanç açısından özgürleşir. Başkalarını hoşgörüyle karsılar. farklı inanç sahiplerine saygılı olur. Çünkü İslam, düşünce inancı tam anlamıyla özgürleştirmiştir.

Hayvanların hayatına yön veren şey taklitçiliktir. İnsanda asil olan ise onların tam tersine düşünerek, konuşarak, muhakeme ederek is yapmaktır. Bu yetenekleriyle insanlar diger bütün canlıları emirleri altına alırlar. Bu durum düşüncenin ve aklin önemini ve gücünü kavramamıza ışık tutmaktadır. İnsanoğluna yeryüzünün muahhar kılınmasının sebebi, akil, düşünme ve bilgi edinmedir. Bilginin temeli düşünme, düşünmenin temeli de akildir. İste bu yüzden İslam akla ve düşünmeye büyük önem vermiştir ki Kur'an'ın "707" ayetinde düşünmekten bahsedilmektedir.

Islama düşünceyi iki kısımda mütalaa edebiliriz. : biri İslam Dini'nin temel hükümleri üzerinde düşünmektir. Bunlar da iman, ibadet ve ahlaka yönelik hükümlerdir. Bu gibi hükümler üzerinde düşünüp yeni bazı düşünceler üretmek söz konusu olamaz .inanç, ibadet ve ahlak konularına akli sokmamak ve düşünce üretmemek bu ilkeleri olduğu gibi kabul etmek dinin tabiatındandır. Din ancak bu ilkelerin korunmasıyla korunabilir. Önemli olan ise inanılacak şeylerin tespitinde ve kavranmasında akli kullanmaktır. İnanç esasları, ibadet ve ahlak ilkeleri sabit olunca, mü'minler akıllarını sadece dünya islerinde kullanacak ve daha yoğun bir şekilde düşünce üreteceklerdir. Aklin dünyamızla ilgili islerde kullanılması böylece düşünce üretilmesi İslam'ın dünya hayatına verdiği önemi de vurgulamaktadır. İslam akli dünya islerinde kullanarak düşünme üretmenin kapısını bundan 15 asır önce açtı. Hz. Peygamber'in dünya islerinde ashabıyla istişare ettiği, Hz. Ömer'in bu konulardaki ictihadlari tarihin kaydettikleridir. Rey ekolü sahibi Ebu Hanife'nin bir rivayete göre 63000 olan içtihadı ve mezhebinin bir çok yerinde yayılmış olması akli ve düşünceyi aktüel hale getirmesindendir.

Islama düşüncenin şartlarından ikincisi ise dini naslar dışında önceden hiçbir otoritenin hiçbir pesin fikrin kabullenilmemiş olmasıdır. Otorite şahıslar yerine otorite ilkeler kabul edilmelidir. Otorite yerine ilkelerin kabul edildiği toplumlarda özgürlükten söz edilebilir. düşünce ya da kendi aklini kullanma konusunda Kur'an-i Kerim'de 300'e yakına yerde insanlar kendi akıllarıyla düşünmeye çağrılmaktadırlar. bazı ayetler özellikle babaları (ataları) körü körüne taklit etmekten sakındırmaktadır. (Bk. Bakara 17; Maide 104; A'raf, 28; ...)

İslam'da Düşünce Özgürlüğü

İslam, okumayı, yazmayı vahyin başlangıcı kılan ve kutsal kitabinin ilk ayetini "oku" diye başlatan bir dindir. okumayı, yazmayı, öğrenmeyi temel alan İslam cehalete karsı da amansız bir savaş açmıştır. Ayni zamanda Kur'an düşünmeye ve düşünceye de büyük önem verir. Kurban'da doğrudan müminleri düşünmeye çağıran "200" civarında ayet vardır. Kurban'da "72" yerde "düşünme" kelimesiyle mü'minler düşünme egzersizine tabi kılınmaktadır. Kur'an'ın "29" yerinde. "Tefekkür edesiniz, taakul edesiniz, tezekkür edesiniz" ifadeleri yer almaktadır. Yine "142 yerde. "Düşünmez misiniz?, düşünmüyorlar mi? düşünen bir kavim için" ifadeleri yer almaktadır. Bu ifadelerde dikkati çeken nokta soru biçiminde insanlara yaklaşılmış olmasıdır. Bu da düşünmeyi sağlamak içindir.

Düşünmek fazilettir. düşünen kafalar cesaret sahibi olur. Düşünmeyen ve başkalarının kafasıyla düşünenler ürkek ve korkak olurlar. Eğer düşünmekten endişe edilecek olsaydı Kur'an insanları sık sık düşünmeye çağırmaz, hatta Kur'an'ın "Allah sözü" inanmayanlara meydan okumazdı: "Eğer kulumuza indirdiğimiz (kitaptan) şüphede iseniz kur'an'in benzerinden bir sure getirin ve Allah'tan başka şahitlerinizi de çağırın. Eğer iddianızda doğru iseniz. (Bakara. 23-24)

Kur'an, hiçbir emir ve talimatı, insanlara baskı ile pesin hükümle, düşünmeksizin, beyin yıkayarak kabul ettirmek istemez. Kur'an düşünceye bir sinir koymamıştır. Allah'a inanmayan ya da müşrik insanlara yasak koyma ya da baskı kurma yerine, onları özgürce düşünmeye çağırmak, sorular sorarak şüpheye düşürmek suretiyle düşündürme metodunu seçmiştir. (Bk. Tarik, 5; Abese, 24; A'raf, 185; Rum, 9; Gasiye, 17; Al-i Imran, 137; Bakara, 259; Yusuf, 109)

İslam'da "düşünce suçu" diye bir mefhum yoktur. Böyle bir bahis de yoktur. Hz. Peygamber'in tertemiz esi Hz. Aişe validemiz hakkında münafıklarca atılan iftira Kur'an ayeti ile reddedilmiş, Hz. Aişe aklanmıştı. İslam tarihi'nde "ifk olayı" diye adlandırılan bu olayda Hz. Peygamber iftirayı atanlara herhangi bir ceza uygulamamıştır. Oysa ayet inmeden önce sahabenin ileri gelenleri olayla ilgili görüş belirtiyor, bazı düşüncelerini aktarıyorlardı. Hz Ali'nin Hz. Peygamber'e "Sana dünyada ondan başka kadın mi yok" mealindeki teskin etmeye yönelik sözleri vardır. İslam'ın düşünce özgürlüğüne yaklaşımını su ayetler çerçevesinde açmaya çalısalım:

"Yoksa Kur'an'a uydurma mi diyorlar? De ki, uydurulmuş on sure getirin, eğer gücünüz yetiyorsa, davanızda doğru iseniz, Allah'tan başka gücünüzün yettiği kimseleri çağırın." (Hud, 13)
Bu Kur'an Allah katından olup ondan başkası tarafından uydurulmuş değildir. Fakat kendinden öncekini (İncil'i) doğrulayıcı ve kitabi (Tevrat'ı) da açıklayıcı olarak gönderilmiştir. Kurban'da hiçbir şüphe yoktur. O alemlerin Rabbi tarafından (gönderilme)dır. "
"Yoksa Muhammed onu uydurdu mu diyorlar? De ki, onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz. Allah'tan başka gücünüzün yettiği kadar kimseleri çağırın." (Yunus 37-3

bu ayetlerde muhaliflere tanınan düşünce özgürlüğünü, dünyada hiçbir düzen ya da siyasal rejim tanımamıştır. İslam bir inancın bir düşüncenin baskıyla değil, özgür bir ortamda akil ile ve düşünülerek benimsenmesini istediği gibi, kendisi hakkında şüpheye düşenleri yok etme mahkum etme yerine, serbest düşünce yolunu ardına kadar açma üslubunu benimsemiştir. Bu durum İslam'da düşünce özgürlüğünün zirvede olduğunu gösterir. Kur'an bütün peygamberlerin ümmetlerine düşünce özgürlüğü tanıdıklarını, geçmiş büyük peygamberlerin mucizeler gösterdiğini, insanlara baskı ile değil, ikna ederek kendi akıllarıyla inandırma anlayışını hakim kıldıklarını göstermektedir.

"İslerinde müminlere danış" (Al-i Imran, 159) ayeti dünya üzerinde en kati dikta rejimlerin hakim olduğu bir zamanda İslam'ın düşünceye teşvikini, düşünmeye teşvik edecek mekanizmaları nasıl harekete geçirdiğini çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Sura Meclisi başkanlarının görüşlerinin dikkate alındığı ve müzakere edildiği yer demektir. İslam devli anlamda ve uygulamalı olarak düşünce üretecek mekanizmaları kurma ve geliştirme noktasında da dünyaya ışık tutmuş ve bir devrim meydana getirmiştir.

 

“Süphe yok ki göklerde ve yerde mü’minler için (Allah’ın varlığına dair) deliller vardır. “ (Casiye : 3)Nasıl bir resim gördüğünüz zaman o resmi yapan bir ressam oldugunu kabul edersek kâinattaki resimlere de bakacak olursak kâinattaki varlıkları da bir yaratanın oldugunu kabul etmemiz gerekir. Kâinattaki varlıklara (resimlere) bir bakalım: Dünyamız güneşin etrafında dönmektedir. Eğer dünyamız güneşe biraz daha yakın dönseydi yanacaktı. Biraz daha uzak dönseydi donacaktı. Dünyamızı tam dengede döndüren kimdir?Bazen ufacık füzelere ,uçaklara dahi hakim olamazken o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyonlarca kütlenin (gezegen,yıldız,nebula...) en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine neden olan kimdir?Parçalanan, yaşlanan, gezegenler, çürüyen bitki hayvan ve insanlar ile her yer (gökyüzü, yeryüzü) çöp pislik olacağına, bir düzen içinde çöpleri temizlik görevlilerine (kara delik, böcek, kurt,solucanlara...) toplatan kimdir?Atmosferdeki su, karbondioksit, oksijen ve azotun devredilmesindeki ahengi, nizam ve intizami bildigimiz için, yagmur yerine nitrik asitin yağabileceği aklımıza dahi gelmez, degil mi?Oysa ki, atmosferin % 80’ini teşkil eden azot gazı, yıldırım ve şimşeklerin tesiri altında oksijenle birleşir. Bu oksitlenme sonucunda, nitratların meydana gelmesine yarayan azot oksitleri teşekkül eder. Yani ilmen, havadaki her elektriklenmede, nitrik asit yağmurunun meydana gelmesi için bütün şartlar hazırdır.... Ancak şimşek çaktığında , damla damla merhamet ve rahmet yağar. Ve bize haddimizden fazla değer veren yüce kudrete bütün mahlûkat sükreder.Üzerimize her an asit yagabilmesinin mümkün oldugunu bilen kimya âlimi Prof. Dr. Arthur Macomb bu konuda sunlari söyler: “Ne zaman şimşek çakıp gök gürlese, semâdan yağmur yerine nitrik asit yağacak diye soluğum kesilir, rengim kaçar, sığınacak bir yer ararım. Çünkü havada nitrik asit teşekkülü için bütün şartlar hazırdır.”H2 + O = su ( söndürücü ) H (Hidrojen) yanıcı O (Oksijen) yakıcıYanıcı ve yakıcı iki madde bir araya gelince yangına neden olacağına tam tersine , söndürücü olmaktadır.Bunu ayarlayan kimdir?Diş doktoru yıllarca okuyup makineler yardımı ile takma dişler yapmaktadır. Bu dişler kırılsa bize veremez. Fakat binlerce senedir ağzımızdaki dişler çürümeye başladığı an alarm sistemi (sinir sistemi) ile bize vermektedir. Takma dişi doktor yapabiliyorsa çok daha ileri teknolojiye sahip ağzımızdaki dişleri yapan kimdir?Ağzımızdaki dişlerin sıralanısı: 32122123 = üst çene 32122123 = alt çeneDişlerimizi böyle simetrik olarak dizen kimdir?Gazete yaprakları ile aynı kalınlıkta olan ağaç yaprakları fabrika gibidir. Oksijeni alır, karbondioksit verir, içinde damarlar vardır, içinde yeşil renk veren klorofil maddesi vardır . Yaprağı “ oksijen fabrikası” şeklinde yaratan kimdir?İnsanlar henüz ot ve suyla çalışan karşılığında süt veren bir fabrika yapamamışlardır. Fakat milyonlarca senedir milyarlarca, çoğalan, yürüyen, büyüyen, duvarlarından (derisinden) faydalanılan, makinelerden (etlerinden) yemek yapılan sadece ot ve su karşılığında bize süt veren fabrikaları yaratan kimdir?İnsanlar, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi seyler yapabilmektedir. O Kadîr-i Mutlak ise odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor. Demek ki iş odunda değil, ustadır.Bir iplik fabrikasi düşünelim; irili, ufaklı, yürüyen, çoğalan, incecik fakat çok sağlam iplikler üreten bir fabrika. Insanlar nokta büyüklügünde böyle fabrikalar yapamamışlardır. Fakat binlerce çeşidiyle milyonlarca, bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır ; ipek böceği , örümcek!... O , kimdir?Yağmur gökyüzünden tane tane yagmaktadır, damlacıklar birleşip sel olarak yağmamaktadır. Buna engel olan kimdir? Her yıl yağan kar tanecikleri milyonlarcasını her seferinde her biri ayri ayri desenlerle gökyüzünden bize yollayan, gökyüzünde birleştirip çığ olarak göndermeyen kimdir?Uzayın akıl almaz derinlikleri içinde günesimiz gibi 200 milyar günesi ihtiva eden Samanyolu Galaksisi’nde yaşıyoruz. Samanyolu ise, varlığı kanıtlanabilen en az 300 milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bu dev evreni düzen ve uyum içinde yaratan , yaşatan kimdir?“Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’i ispat etmeye yeter. “ LUIS PASTEAUPElektirikli Yılan BalığıBUNU DA EDISON MU BULDU ACABA ? ...FİL BALIĞI - ELEKTRİK RADARLI...-ALLAH (C.C) NİÇİN GÖRÜNMEZ Eger Allah görünseydi imtihan diye bir şey kalmazdı. Allah görülmeyecek ki o görülmeyen Allah’ı bulan insan mükâfat ( cennet ) kazanabilsin. Ayrıca daha Allah’ın yarattıklarını görememekteyiz:Küçük seyleri göremeyiz : Mikrop ,atom , hücre....Büyük seyleri (-n tamamını ) göremeyiz: dünya, ay, okyanus...vs...Özelliği görünmez olanları göremeyiz: Rüzgar, ısınlar (alfa, beta, gama, ultraviyole, kızıl ötesi...) ses-radyo dalgaları, akıl, üzüntü, sevinç, elektrik...Bizim görme oranımız 1.000.000/3.5’tur. Yani çevremizde var olan 1000.000 varlığın sadece 3,5 unu görebiliyoruz...O halde bizler daha Allah’in yarattıklarını göremiyoruz. Görülmeyen seyleri yaratan Allah’i hiç göremeyiz.ALLAH YARATANDIR Soru:Allah her şeyi yaratandır. Peki (haşa) O’nu yaratan kimdir,var mıdır?Allah yaratan olduğu ,yaratılan olmadığı için Allah’tır. Eğer bir tanrı yaratılan ise,o zaman o tanrı değildir, O’nu yaratan ,ama yaratılmayandır Tanrı ..Her seyin başı,bir,tek,vahidül-ehad olan Allah’tır.4 - 3 - 2 - 1 - 0 4’ün var olması için 3’e ihtiyaç vardır.3 olmadan 4 olmaz.3’ün var olması için 2’ye , 2’nin var olması için (iki adet) 1’e ihtiyaç vardır.1 olmadan 2, 2 olmadan 3 olmaz. Fakat;1’in var olması için sıfır’a ihtiyaç yoktur. Çünkü sıfır hiç ,yok, boşluktur. Boıtan,hiçten bir olmaz. O halde ,her şeyin başi 1’dir. Bir’den 2 ,ondan 3 çıkmıştır. O Bir’de Vahidu’l-ehad olan Allah’tır.Bir tren ve vagonlarını düşünelim:V3 - V2 - V1 - LOKOMATIFV3’ü çeken V2’dir.V2’yi çeken V1’dir.V1’i çeken ise lokomotiftir. Lokomotifi çeken nedir ,diyemeyiz. Çünkü lokomotif çeker ama çekilmez. Onun hareketi kendindedir.Bizim (V3) var olmamıza sebep olan anne-babamızdır. Onların var olmasına da anne-babaları (V2) sebeptir... Bu Hz-Adem Hz-Havva’ya dek gider. Peki Hz.Havva ve Adem'i yaratan kimdir. Cevap:Allah’u Teala .Peki (haşa) Allah’ı yaratan kimdir diye soramayız. Çünkü Allah yaratandır ama yaratılmaz. Tıpkı lokomotifin çeken ama çekilmez oldugu gibi....( Not : Bazi insanlar “ BENZETME “ sanatına - işlerine geldigi an - önyargılı yaklasmaktadırlar ... : Yukarıdaki lokomotif örneği bir kıyas ve benzetme sanatı üzerine kurulmus bir örnektir. Tıpkı “ Aslan gibi adam “ cümlesinde oldugu gibi . kimse bu cümleyi duyunca aslan- insan karısımı bir yaratığı gözönüne getirmez. Yukarıda da bir kıyas yapılmıstır, Allah’u Teala ( HAŞA ) bir trene benzetilmemiş trendeki bazı özelliklerden kıyasla Allah ‘ın bazı sıfatlarına atıfta bulunulmuştur. Yoksa Allah’in ( HAŞA ) bacası , tekeri vardır,... ?! iddiasında bulunan yoktur. ... )“ Allah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, proğramlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir. “Allah ; Halık,Vahid,Rab,Samed,İlah.... .tir.NOT :BIR KARDESIMIZDEN MAIL VE CEVABIMIZ :" ...merhabalar ben bir üniversite öğrencisiyim ve ateist olan bir arkadaşıma Allahın varlığını ispatlamak istedim. onun takıldığı konu malum olan yatarılma konusu...bu linkte Allah yaratandır kısmında yazılan yazıların hepsinin matematiksel ve fiziksel açıklaması var. yane ben ona bunları söylediğimde onun vereceği cevabı bildiğim için sizde de daha gerçekçi örnek bulmanızı öneririm mesela orada yazdığını 1 rakamıda iki tane 0.5 den meydana gelir oda iki tane 0.25 den diye gidiyor.vagonun ise açıklaması momentin dönmesinden ve basınçtan kaynaklanıyor.yani kısacası verdiğiniz örneklerin açıklaması var.gerçekten insanlları hayrete düşürecek örnekler vermek lazım."SELAMUN ALEYKUM.KARDESIM...1 BIRDIR...0,5 ISE YARIM ..YANI BIR GIBI BUTUN DEGILDIR...YARIM ARABA BIR ARABA DEGILDIR...DORT PARCAYA AYRILMIS ARABA TOPLANINCA YURUYEN BIR ARABA ETMEZ... YANI BIR BIR BUTUNDUR VE VARLIKLAR ALEMINDE BIR DEGERI VARDIR...AMA 0,5...0,25...BUNLAR SADECE MATEMATIKTE ISE YARAR...AMA VARLIKLAR ALEMINDE , VAR OLANLARDAN BAHSEDERKEN BIR " 1 " OLMALI...O BIR OLMADAN HIC BIR SEYE BASLAYAMAYZI...CEYREK ADAM OLUDUR...DORT CEYREK TOPLAMI BIR CANLI ADAM ETMEZ...BILMEM ANLATABILDIM MI...KONUMUZDA VAR OLMANIN ISPATI ILDUGUNA GORE VAR OLANI ANLATMAK ICIN BIR KAVRAMINI VE ONUN ICERDIGI ANLAMI KULLANMAK ZORUNDAYIZ... ATEIST KARDESIMIZ EGER VARLIGI KONUSUNDA SUPHEYE DUSMEMIS ISE , ARTIK ATEIST DEGILDIR ZATEN...!SADECE IKINCI ASAMA OLAN YARATILMAMASI KONUSUNDA SUPHESI VAR DEMEKTIR KI ONUN DA " KENDI CAPIMIZDA " CEVABIMIZ BU ...! TREN KONUSUNU ACIKLADIK ASLINDA TESBIH SANATINDA BENZETILEN ILE BENZENEN ARASINDA % 100 BENZERLIK OLMASINA GEREK YOK... DAG GIBI ADAM DENINCE ADAMIN SAGI SOLUNDA TAS, TOPRAK ARANMAZ..SADECE IRILIGI IKI TARAFTAKI ORTAK YONDUR...OKUZ GIBISIN DEYINCE BIRINE " AMA KUYRUGUM YOK..." FALAN DERSE ZATEN OKUZLUGUNU ITIRAF ETMIS OLMAZ MI ... BU ORNEKTE DE TREN- HASA -ALLAH'LA KIYASLANMIYOR SADECE ILK MUHARRIK - HAREKET ETTIREN " , AMA HAREKET ETTIRILMEYEN OZELLIGI KIYASLANIYOR... HASA RABBIMIZE CIVATA, KOMUR, BASINC ..IZAFE ASLA ETMEYIZ...SELAM VE DUA ILEALLAH BİLİMİN BİZZAT KURAMCISIDIR !TAKLİTLERİNE İNSANLAR "MUCİZE " DERKEN ORJİNALİNİ YAPANI NASIL İNKAR EDEBİLİR Kİ ?İnsanlarIn Teknoloji adIna yaptIklarI tüm yenilikler aslInda yüce yaratIcInIn yarattIklarInIn kötü, amatörce birer taklidinden başka bir sey değildir. Hem de her biri daha az kapsamlı, hatalı, çok enerji gerektiren, iri ,az kullanışlı, cansız ,çoğalamayan, büyüyemeyen ...kötü birer taklittirler. Daha çok uzatılabilecek listeyi kıyaslamak için inceleyip her biri üzerinde tek tek düşünelim: ELDEKİ TEKNOLOJİYE BAKAR MISINIZ ...?!Bilim adamları, geliştirilen biyonik kol, bacak, göz ve kulak gibi organlarla, vücudu ağır hasar gören kişilerin eski hallerinden daha sağlıklı hale getirilebileceğini açıkladıABD'nin San Francisco kentinde düzenlenen "Deneysel Biyoloji 2006 Konferansı"nda önceki gün söz alan bilim adamları, günümüzde geliştirilen biyonik kol, bacak, göz ve kulak gibi organlarla, vücudu ağır hasar gören kişilerin eski hallerinden daha sağlıklı hale getirilebileceğini söyledi. İşte son yıllarda geliştirilen biyonik organlara birkaç örnek:Biyonik göz: ABD'nin Stanford Üniversitesi'nden Doktor Daniel Palanker'ın geliştirdiği "retinal protez", taşınabilir bir mini bilgisayar, üzerinde video kamera bulunan bir gözlük, göze yerleştirilen bir pil ve ışığa duyarlı bir çipten oluşuyor. Biyonik kulak: Almanya'daki Saarland Üniversitesi'nden Profesör Werner Nachtigall ve Doktor Stefan Launer'in geliştirdiği yeni teknikte, sesleri algılayan bir çip, kulağın arka yüzeyine yerleştiriliyor. Bu çip, kulağın içine nakledilen bir alıcıya radyo sinyallerine çevirdiği sesleri iletiyor. ( Milliyet :06.04.2006 )İnsanların yaptığı Teknik, buluş Allah’ın yarattığı : Sentetik, sera, taklit........................ ...Doğal, orjinalDiyaliz makinesi...................... ............BöbrekLamba, kalorifer..................... ..............GüneşBaraj, Havuz......................... ................Deni z, OkyanusYapay çiçek......................... .................Çiç ekYapay meyve......................... ...............MeyveVantilatör.................... .................... ......RüzgarHeykel, Robot......................... ..............insanUçak.......................... .................... ........KuşLens.......................... .................... ........Göz merceğiDeniz altı.......................... .................... BalıkProtez el, ayal.......................... .............El, ayakOyuncak bebek......................... ............BebekBuzdolabı..................... .................... ......Kutuplar, karBilgisayarlı araba......................... ..........AtŞofben........................ .................... ........GolfsitrimRadar......................... .................... .........YarasaTakma diş........................... .................... DişSüt fabrikası..................... .................... ...İnekİplik fabrikası..................... .................... .Örümcek, ipek böceğiBilgisayar.................... .................... ........BeyinElek, Süzgeç........................ .................... Ozon tabakasiıİçki.......................... .................... .............Su ,süt,meyve suyu... Oksijen tüpü.......................... ...................A tmosferElektrik kablosu....................... ................Dama rHalı.......................... .................... .............Doğa (Renkli)Kubbe (Direkli)..................... ...................G ökyüzü (Gök kubbe)Elektrik...................... .................... ..........Elektrikli yılan balığıTopaç (Yerde)....................... ...................D ünya (Boşlukta)Anten......................... .................... ...........Hayvanların anteniOyuncak hayvan........................ ...............Hayva nSaz teli.......................... .................... ........Ses telleriMüzik aleti......................... .................... ...BülbülÇamaşır makinesi...................... ................Kalp , BöbrekRadyo alıcısı....................... .................... ...KulakBayrakta yıldız........................ ...................Y ıldızDürbün........................ .................... ............Kartal gözüKüre.......................... .................... ..............DünyaKamera........................ .................... ............GözAkvaryum...................... .................... ..........Deniz,OkyanusDeprem ölçer......................... .................... .Köpek,kuş,fareParfüm........................ .................... .............Tabiat kokusuElektrik...................... .................... ..............Yıldırım,ateş böcegiMüzik sesi.......................... .................... .....Tabiat(kus,su,rüzgar..ses i) Laboravatuar.................. .................... .........Yaprak,mide,toprak,to humYağmur bombasi....................... .................Yağ mur sistemiSolunum cihazı........................ ..................Ak ciğer Filitre....................... .................... ................Yaprak,ormanSavunma sistemi....................... ...................S inir sistemi,Bademcik,ağrı,akyuvarTeyp.......................... .................... ...............HafızaFotograf makinesi...................... .................GözTelefon....................... .................... ..............KulakMimar......................... .................... ..............Bal arısı,kuş,karıncaMeyve fabrikası..................... .................... ..AğaçSebze fabrikası..................... .................... ....BitkiGece lâmbası....................... .................... ......AySaat..Düzeni.................. .................... ............Ay, dünya, güneş sistemi samanyolundaki dakiklikAmbalaj kâğıdı........................ .................... ..Meyve kabuğuMıcır fabrikası..................... .................... .....Dere, ırmakBomba......................... .................... ..............Yanardağ, Karadelik, Güneş patlamasıİlaç (Yan tesirli)..................... ......................Doğal vitaminlerAsansör....................... .................... ..............Yer çekimiDalga......................... .................... ................Yapay dalgaSavunma sistemi....................... .................... .Boynuz, diş, kanat, kamuflaj.....Elektronik program (Otomatik pilot, pusula)...........IçgüdüParaşüt .............................. .................... .........Hindi bağ çiçeğiŞeker......................... .................... ...................BalSaksıda çiçek......................... .................... ......Dünyada tabiatRessam........................ .................... ................Musavvir..................... .............................. ............ ........................Topragı renkli , kokulu , ambalajlı ,desenli , çesitli tat ve sekillerle meyve ve sebze haline getiren birer meyve - sebze fabrikası olan bitkileri yaratan ( her an bu üretimi gözümüzün önünde yaptikları için bu ileri teknolojiyi farkedememekteyiz ! ), yüzen elektirik santrali ; elektirikli yılan balığını ,ot ve suyu süte çeviren , yürüyen ,çogalan süt fabrikasi inekleri , koyunları ,diyaliz makinasından daha kapsamlı , elektirik, onarım ,bakım masrafi olmayan böbrekleri , otomatik motorlu kalbimizi , pilotsuz ,benzinsiz uçan dünyamızı ....yoktan ,kıstassız ,örneksiz , yaratan Yüce Yaratıcı Allah'ın ilmini ,yüceliğini ,kudretini ne yazikki her zaman farkedememekteyizAllah'ın her yarattığı bir fabrika, bilgisayar, makine, robot...... gibidir. Yaratılan her varlık planlanmış, programlanmış, çoğalacak şekilde dizayn edilmiştir.Not: Uçak olmasaydı, kuş yine olurdu. Ama kuş olmasaydı, Uçak olmazdı.... Böyle yüce bir yaratıcı tesbihe lâyıktı r:Sübhanellah: Ey Allah’ım sen bir seyi yaptığın veya yarattığın zaman en güzel şekilde yapar ve yaratırsın. (Gezegenleriyle, atomlarıyla, canlılarıyla...) Elhamdülillah: Ey Allah’ım ben sana şükreder, teşekkür ederim ( verdiğin sağlıklı organlar ve tüm rızıklar için) ve yarattığın bu kainata bakıp seni överim. Allah’u Ekber: Ey Allah’ım sen en büyüksün. Her şeyin en iyisi, en mükemmeli sensin Ya Rabbi. Görüldügü gibi teknoloji, mucize ve kerametleri çok geriden takip etmektedir. ALLAH KAİNATI NİÇİN YARATMISTIR?Allah’u Teala insanları sevdiği için yaratmıştır.Allah insanları seviyor çünkü nefes alsın diye Oksijeni yarattı, içsin diye suyu, yesinler diye bitkilere emretti , toprağı meyve sebzeye hayvanlara bitkileri et, süt, yumurta, bala dönüştürmektedir.Bütün kainat insanlara hizmet etsin diye yaratılıştır.Allah insanları sevdiği için cenneti yaratmış ,cennete gidebilelim diye Allah Kur’an’ı göndermiş , Kur’an’daki ibadetleri ( Allah’ın tüm emirleri , ibadetleri , insanların yararına , hep insanlar için , tüm yasaklarıda insanların zararına olduğu için yasaklanan haramlardır. ) yaparak , dünyada mutlu olmamızı , sonuçta cenneti kazanmamızı Güzel bir manzara resmini ressam neden yapar ? Çünkü hosuna gitmis , sevmistir. Önceden o resim yokken sonradan yapılmış olur. Tıpkı bunun gibi Allah’ta evreni ve insanlari sevdigi için , güzellik için , önceden yokken , yoktan var etmiş , dünyada insanlar , cenneti yaşasın diye ibadetleri ( insanlara yararlı olan şeyleri ) emretmiş , bu ibadetleri yapıp dünyayı cennete çevirenlere ahirette cenneti vaad etmiştir. Insana hizmet için evreni ( su ,agaç , hayvan , bitki...) yaratan Allah , dünyada huzur , barış içinde yaşaması için emir-yasaklar ( ibadeti ) insanlara bildirmiş , bunlar yapanlarada cenneti vermistir.Insan üç nedenle yaratılmıştır : Allah sevdigi için insanı yaratt , insana hizmet etsin diye evreni yarattı , cennete gidelim diyede , cennetin anahtarı olan Kur’an’ı indirdi. Ibadet dünyayı cennete çevirir, ahirettede cenneti garantiler...yaratılmasaydık , cennete gitme ihtimalimiz olmazdı.NOT :Agrı ,sızı , ateş , diş ve karın ağrısı ...Allah’ın insanlara verdiği bir ceza degil , bir hediye , bir iyilik , bir lutüftur. Çünkü karın ağrısı olmasa karnımızdaki hastalıktan haberimiz olmazdı , dişimiz ağrımasa , dişimizi kaybedebilirdik ve bizim haberimiz bile olmazdı ...O ağrı , sızılar... bizim hastalıklara karşı alarm sistemimizdir ve iyi ki onlar vardır.

Allah u tealanın varlığının ispatı Nasıl bir resim gördüğünüz zaman o resmi yapan bir ressam olduğunu kabul edersek kâinattaki resimlere de bakacak olursak kâinattaki varlıkları da bir yaratanın olduğunu kabul etmemiz gerekir. Kâinattaki varlıklara (resimlere) bir bakalım: Dünyamız güneşin etrafında dönmektedir. Eğer dünyamız güneşe biraz daha yakın dönseydi yanacaktı. Biraz daha uzak dönseydi donacaktı. Dünyamızı tam dengede döndüren kimdir? Bazen ufacık füzelere ,uçaklara dahi hakim olamazken o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyonlarca kütlenin (gezegen,yıldız,nebula...) en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine neden olan kimdir? Parçalanan, yaşlanan, gezegenler, çürüyen bitki hayvan ve insanlar ile her yer (gökyüzü, yeryüzü) çöp pislik olacağına, bir düzen içinde çöpleri temizlik görevlilerine (kara delik, böcek, kurt,solucanlara...) toplatan kimdir? Atmosferdeki su, karbondioksit, oksijen ve azotun devredilmesindeki ahengi, nizam ve intizamı bildiğimiz için, yağmur yerine “kezzap” adını verdiğimiz nitrik asitin yağabileceği aklımıza dahi gelmez, değil mi?Oysa ki, atmosferin % 80’ini teşkil eden azot gazı, yıldırım ve şimşeklerin tesiri altında oksijenle birleşir. Bu oksitlenme sonucunda, nitratların meydana gelmesine yarayan azot oksitleri teşekkül eder. Yani ilmen, havadaki her elektriklenmede, nitrik asit yağmurunun meydana gelmesi için bütün şartlar hazırdır.... Ancak şimşek çaktığında , damla damla merhamet ve rahmet yağar. Ve bize haddimizden fazla değer veren yüce kudrete bütün mahlûkat şükreder. Üzerimize her an kezzap yağabilmesinin mümkün olduğunu bilen kimya âlimi Prof. Dr. Arthur Macomb bu konuda şunları söyler: “Ne zaman şimşek çakıp gök gürlese, semâdan yağmur yerine nitrik asit yağacak diye soluğum kesilir, rengim kaçar, sığınacak bir yer ararım. Çünkü havada nitrik asit teşekkülü için bütün şartlar hazırdır.” H2 + O = su ( söndürücü ) H (Hidrojen) yanıcı O (Oksijen) yakıcı Yanıcı ve yakıcı iki madde bir araya gelince yangın olacağına tam tersine , söndürücü olmaktadır. Bunu ayarlayan kimdir? Diş doktoru yıllarca okuyup makineler yardımı ile takma dişler yapmaktadır. Bu dişler kırılsa bize haber veremez. Fakat binlerce senedir ağzımızdaki dişler çürümeye başladığı an alarm sistemi (sinir sistemi) ile bize haber vermektedir. Takma dişi doktor yapabiliyorsa çok daha ileri teknolojiye sahip ağzımızdaki dişleri yapan kimdir? Ağzımızdaki dişlerin sıralanışı: 32122123 = üst çene 32122123 = alt çene Dişlerimizi böyle simetrik olarak dizen kimdir? Gazete yaprakları ile aynı kalınlıkta olan ağaç yaprakları fabrika gibidir. Oksijeni alır, karbondioksit verir, içinde damarlar vardır, içinde yeşil renk veren klorofil maddesi vardır . Yaprağı “ oksijen fabrikası” şeklinde yaratan kimdir? İnsanlar henüz ot ve suyla çalışan karşılığında süt veren bir fabrika yapamamışlardır. Fakat milyonlarca senedir milyarlarca, çoğalan, yürüyen, büyüyen, duvarlarından (derisinden) faydalanılan, makinelerden (etlerinden) yemek yapılan sadece ot ve su karşılığında bize süt veren fabrikaları yaratan kimdir? İnsanlar, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı odundan ancak tahta, tahtadan masa ve sandalye gibi şeyler yapabilmektedir. O Kadîr-i Mutlak ise odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor. Demek ki iş odunda değil, ustadır. Bir iplik fabrikası düşünelim; irili, ufaklı, yürüyen, çoğalan, incecik fakat çok sağlam iplikler üreten bir fabrika. İnsanlar nokta büyüklüğünde böyle fabrikalar yapamamışlardır. Fakat binlerce çeşidiyle milyonlarca, bir yaratıcı tarafından yaratılmıştır ; ipek böceği , örümcek!... O , kimdir? Yağmur gökyüzünden tane tane yağmaktadır, damlacıklar birleşip sel olarak yağmamaktadır. Buna engel olan kimdir? Her yıl yağan kar tanecikleri milyonlarcasını her seferinde her biri ayrı ayrı desenlerle gökyüzünden bize yollayan, gökyüzünde birleştirip çığ olarak göndermeyen kimdir? Uzayın akıl almaz derinlikleri içinde güneşimiz gibi 200 milyar güneşi ihtiva eden Samanyolu Galaksisi’nde yaşıyoruz. Samanyolu ise, varlığı kanıtlanabilen en az 300 milyar galaksiden sadece bir tanesidir. Bu dev evreni düzen ve uyum içinde yaratan , yaşatan kimdir? “Dünyada hiçbir delil kalmasa bile, bir mikrobun hayati bana Allah’ı ispat etmeye yeter. “ LUIS PASTEAUP